
Dr. Seyh Eymen Ez Zevahiri
(Allah Onu Korusun)
O Seyh Usame Bin Muhammed Bin Ladin'in sag kolu... O Usame Bin Ladin'in sirdasi. Daha genclige bile ayak basmadan bir kervana katilmis o. Halid Islambuli'lerle ayni kursude ayni mahkemede ve ayni tarafta yargilanmis. Tagutlara bas kaldirisinda daha kucuk, fakat ufku ve dusuncesiyle kocaman bir adammis o. Eymen ez Zevahiri. Gecmisinden gunumuze cihadla ve mucadeleyle gecen hikayelere konu olacak kadar siradisi, fakat gizemli ve bilinmezlere gebe bir hayat yasiyor. Suan Usame Bin Muhammed bin Ladin ile Afganistan daglarinda... O da halefi Seyh Usame Bin Ladin gibi zengin ve varlikli bir ailenin cennete susamis oglu ki dunyayi elinin tersiyle itercesine bir hayati kabullenmis o. O Misir islami Cihadinin Lideri, O Yahudilere ve Haclilara karsi Islami cephenin kurucusu, O Eymen Ez Zevahiri (Allah Onu Korusun)
1951 Kahire dogumlu olan Doktor Eymen Ez-Zevahiri ayni zamanda yetenekli bir cocuk doktoru ve cerrah. Batili kaynaklarca Zevahiri, Seyh Usame Bin Ladin'in sag kolu olarak goruluyor. 55 yasindaki Zevahiri baslangicindan bu yana icinde bulundugu Misir Islami Cihad Grubu'nun, Yahudi ve Hristiyanlara Karsi Ortak islami Cephe(El-Kaide) ile koalisyon olusturmasinda da onemli rol oynadi. 2001 yilinin Ocak ayinda Seyh Usame Bin Ladin'in oglunun Kandahar'da yapilan dugununde yine Dr. Zevahiri bas konuktu ve ilk konusmayi da o yapti.
Ustad Seyh Abdullah Azam'a 1989’da Pesaver'de aracina bomba duzenegi yerlestirilip uzaktan kumanda ile duzenlenen saldirida sehid edilmesinin ardindan, gruplar arasindaki ihtilaflara cozum bulmada onemli katkilari olmustur.
1998 yilinda ABD'nin Kenya ve Tanzanya Buyukelcilikleri'ne duzenlenen saldiriyla ilgili bir kitap hazirlayan Giles Foden'e gore Usame bin Ladin, Taliban yonetimine genis capli eylemlere katilmayacagi yolunda soz verince, El Kaide'nin finansal faaliyetlerinin sorumlulugu da Dr. Zevahiri'ye gecti. 1951 yilinda Misir'da dogan Zevahiri, doktor, diplomat ve ogretim uyeleri cikarmis koklu bir aileden geliyor. Buyukbabasi Rabi'a Ez-Zevahri, Arap dunyasinin en saygin kurumlarindan biri olan Kahire'deki El-Ezher Universitesi'nin bas muftusuydu.
Ez Zevahiri, kucuk yaslarda musluman cemaatin icinde yer aldi. 15 yasindayken Misir'da aktif olan Musluman Kardesler Cemaati'ne uye oldugu icin tutuklandi. 1974 yilinda Kahire Universitesi Tip Fakultesi'nden mezun oldu ve daha sonra cerrahlik egitimi aldi. 1995 yilinda vefat eden babasi da ayni okulda farmokoloji profesoruydu. Zevahiri, Misir Devlet Baskani Tagut Enver Sedat'in oldurulmesinden sorumlu tutulan Musluman Kardesler Cemaatinin onemli isimleriyle beraber, bu olaydan 1981 yilindan 1984'e kadar hapiste yatti. Kendisine yapilan hicbir suclamayi kabul etmeyen Eymen Ez-Zevahiri ruhsatsiz silah bulundurdugu gerekcesiyle uc yil hapis cezasi cekti. Serbest kaldiginda once Suudi Arabistan'a gecti. 80'li yillarin sonunda da Afganistan'a hicret etti.
Batili istihbarat ajanslarina gore Zevahiri'nin 1990'li yillarin basinda sahte pasaportla Danimarka, Isvicre ve ABD'ye seyahat ettigi saniliyor. Zevahiri, 1998 yilinda ABD'nin buyukelciliklerine yonelik saldirilarla ilgili sucladigi kisiler arasinda yer aldi. 11 Eylul saldirilarindan sonra sorumlu tutulan Seyh Usame Bin Ladin'in sag kolu olarak ilan edilen Eymen Ez Zevahiri, ABD nin en cok arananlar listesinde. Su anda Eymen Ez Zevahiri, Seyh Usame Bin Ladin ile birlikte Afganistan'daki cihadda onemli rol oynuyor.

Rahman ve Rahim Olan Allah'in Adiyla
[/color]
Bu yazi, Dr. Eymen ez-Zevahiri ile yapilan roportajdir. Nitelikli bir cocuk doktoru olan Dr Eymen ez-Zevahiri, ayni zamanda halen devam eden Afgan cihadinin onemli liderlerinden biridir. Ve tabi ki Amerikan hukumetinin en cok arananlar listesinde kendisine tahsis edilen yerini almistir. 2002'nin Eylul ayinda gerceklestirilen bu roportajin nerede yapildigi bilinmiyor.
Soru1: Rahman ve Rahim Olan Allah'in Adiyla. Afganistan uzerine baslatilan Amerikan saldirilarinin 1 yilini tamamladigi bu gunlerde bu zamana dek olanlar ve bundan sonra olabilecekler hakkindaki degerlendirmeniz nedir?
Rahman ve Rahim Olan Allah'in Adiyla. Hamd Allah'a mahsustur, Allah'in rahmeti ve bereketi; Rasulu Muhammed sav'e, onun ailesi, ashabi ve onun yolunu takip edenlerin uzerine olsun.
Bu 1 yil icerisinde olanlar hakkindaki degerlendirmeme gelince; oncelikle muslumanlarin New York ve Washington'da Hacli guclerine karsi elde ettikleri zaferi kabul etmek zorundayiz. Bu; Seytan Imparatorlugu'na verilen zarar ve Islam dusmanlarinin aldiklari en agir darbe olmasi acisindan kazanilmis acik bir basariydi. Saldirilar bugun halen suruyor ve ne zamana kadar surecegini sadece Allah bilir. Bu saldirilarla, genc mucahidlere az sayida muslumanin neler yapabilecegini yeterince isbat etmis oldular. Sayica ve donanim bakimindan kucuk sayilan bu gruplar, bugun kendisine tapilan en buyuk put haline gelmis gucun karsisinda durabilecek haldeler. Tum kuvvetlerine ragmen..
Amerika'nin Afganistan'a olan saldirilarina gelince: Ilk olarak belirtilmesi gereken su ki, bir yil gecmesine ragmen bu saldirganlar halen hedeflerine ulasamamislardir.
Amerikan guclerinin Kabil'e soktuklari yonetim oldukca zayif ve yetersiz. Hatta kendini bile savunmaktan aciz. Yine bu hukumet, kendi irkindan olan Afgan vatandaslara guvenmeyen hatta baskaninin bile guvenligini saglayamayacak kadar acizdir. Baskan, kendi vatandaslarina olan guvensizligi yuzunden Amerikan ordusunu korumalari olarak belirlemis. Amerikan gucleri de, parali askerler ve eskiyalar olmadan, Kabil'in disinda operasyon gerceklestiremiyorlar. Ayni zamanda Amerikalilar, bu parali askerlere ve eskiyalara guven duymadiklarini net bir sekilde aciga vuruyorlar.
Sorunlar yalnizca Kabil hukumetinin zayifligiyla sinirli kalmiyor tabi. Amerikan gucleri, kendilerini, daha once Sovyet Birligi'nin tukendigi ve bozguna ugradigi yerlerde yani Afganistan'in engebeli ve asilmasi guc daglarinda bir gerilla savasinin icine soktular.
Ruslar, sayi ve donanim bakimindan Amerika'dan daha da ustunduler oysa. Onlar; guclu, tek merkezde birlesmis ve komunist ideolojiye dayanan bir hukumete bel baglamislardi. Buna karsin, hala o korkunc yenilginin izdirabi icerisindeler.
Amerikalilar, el-Kaide ve Taliban'in varligini ve kendileri icin bir tehdit olusturdugunu kabul ediyor. Ve Afganistan ve Pakistan'daki kapsamli destekten hoslanmadiklarini da kabul ediyorlar. Allah'in lutfu ile ne Amerika ne de onun muttefikleri, el-Kaide ve Taliban'in liderlerine, Molla Muhammed Omer ve Usama Bin Ladin'e zarar verebilmis degiller, Allah onlari korusun. Onlarin saglik durumlari gayet iyi. Diger samimi mucahidlerle beraberler ve Amerika'nin Afgan topraklarina duzenledigi saldirilara karsi olan mucadeleyi komuta ediyorlar. Bu saldirilar tamamen, Pakistan yonetiminin Afganistan'a olan ihanetine guvenerek yapiliyor. Pakistan, Amerikan guclerine haber, askeri us ve tesis imkanlari sagladi. Ve Pakistan rejimi, genis capta ofkelerle karsi karsiya kaldi. Her an yikilabilir bir duruma geldi iste. O, kendi gelecegini tehlikeye atti.
Her ne kadar Amerika, basini kendi lehine istedigi gibi kullanmaya calissa da, el-Kaide ve "Taliban kalintilarini" yok etme adi altinda yuruttugu operasyonlarda ugradigi bozgunlari ve siklikla verdigi kayiplari gizleyemiyor. Afganistan'a karsi duzenlenen Hacli seferlerinin basarisizliklarinin en buyuk ispati ise Allah'in lutfuyla ugradiklari hezimetleri, Rumsfield'in aciklamalari gibi kendi agizlariyla itiraf etmeleridir. O, Amerikan guclerinin Afganistan'da daha uzun yillar kalmasi gerektigini belirtiyor ve zaferin su anda cok uzak gorundugunu dusunuyor. Mucahidlere gelince; onlar Allah'in lutfuyla Afganistandalar ve faal durumdalar. Amerika, kendilerine karsi her an bir saldiri beklediklerini kabul ediyor. Allah en iyi bilendir.
Bunlar, bugune dek olanlar hakkindaki degerlendirmelerimizdi. Bundan sonra yapmayi tasarladiklarimiza gelince; Allah'in yardimi ve destegi ile Afganistan'in icinde ve disinda cihad bolgelerinde faaliyetlerimize devam edecegiz ve Amerika'nin kustahca tavirlarina karsi olan mucadelemizi surdurecegiz.
Soru 2: Kendi ozel calismalarinizla Filistin'de olup bitenler nedeniyle orayla surekli baglanti halindesiniz. Peki bu savasin Filistin sorunlariyla ilgisi nedir?
Oncelikle, Israil'in 50 yildir muslumanlara karsi surdurdugu soykirima bugun de devam ettigi gercegini kabul etmeliyiz. Elbette bu soykirimin arkasindaki isim Amerika'dir ve onun yardimi olmadan Israil'in ayakta kalmasi soz konusu degildir. Israil, islam dunyasinin merkezinde, kutsal saydigi topraklardan birinde gelistirilmis bir Amerikan askeri ussu konumundadir. Oyleyse Amerika, muslumanlara karsi yuruttugu bu ezici, bu zulmedici tavrinin bedelini odemek zorundadir.
Amerika, durustluk ve ahlak dillerinden anlamiyor. Ne Amerika ne de Amerikan halki, Israil'e verdikleri destek kendi guvenliklerini tehdit etmedigi surece ona destek vermekten asla vazgecmeyeceklerdir. Su anda bizlere dusen, kendi guvenligimiz, Filistin ve diger Islam topraklarinin guvenligi saglanmadigi surece, Amerikayi su anda sahip oldugu guvenlikten mahrum birakmak icin mucadele vermektir.
Soru 3: Bazi cevreler, muslumanlarin uzerine daha cok gidilmesi, Islami organizasyonlara kisitlamalar getirilmesi gibi muslumanlarin aleyhinde gelisen olaylara sebep oldugunuzu dusunerek sizi sucluyor. Bu konuda ne dusunuyorsunuz?
Ilk olarak bu ithamlarin ardinda yatan amac; birilerinin bizi kolelestirmek, kendilerinin esiri etmek, Amerika ve Israil taraftari olmamizi saglamak istemesidir. Bu yuzden biz, ne zaman onlara karsi direnis karari alsak, uzerimizde olan baskilarini artiriyorlar, etrafimizi sariyorlar, iskence ediyorlar, zulmediyorlar. Ikincisi, tarih boyunca bu gibi ithamlarin ve suphelerin sahipleri, mucadele girisiminde bulunan her insanin karsisina bu gibi suphelerle cikmislardir. |
|
 |
|