Hedefin cennet olduğu halde ALLAh'ın bereketi ile yürü.ALLAH (c.c) sana bu yolda hidayet ettiğinde,gece yarısındaki gıyabi duanda beni unutma, umulurki ALLAH (c.c) yaptığın bu dua sayesinde bana rahmet eder. ALLAH'ın selam, rahmet ve bereketi üzerinize olsun...


   
 
  ALLAH'IN ŞERİATINI TERK ETMEK
ALLAH'IN ŞERİATINI TERK ETMEK

       Şeriatın terki din çizgisinden çıkış demektir.

       "Hayır; Rabbine ant olsun ki aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp, sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar. " (Nisa. 65)
       
       Allah'ın şeriatını hakem kabul etmenin insan hayatındaki ehemmiyetini kısaca beyan ettik. Bu ayetin tahlilini yaptıktan sonra İbni Hazm'a göre ayetin umumi oluşunu, te'vile ihtimali olmayışını, ayetin zahirinden çevirecek başka bir nassın bulunmadığını, bunu tahsisleştirecek bir delil de gelmediğini beyan ettik. Bazı âlimlerin buradaki imanı "İmanı Kemal" ile te'vil etmelerine cevap verdik. Burada sözün özü şudur:
       Hiçbir kimse için Allah ve Resulü ile beraber söz söyleme hakkı yoktur. Bütün usul kitapları, girişlerini usulcülerin ve imamların şu sözleri ile açarlar.
       "Müslüman âlimler tek hâkimin Allah olduğuna ittifak etmişlerdir. Kur'an birçok ayetlerinde bunu açıkça zikretmiştir." "Hüküm ancak Allah'a aittir." (Yusuf, 40, 67)
       Hükmün bir ve kahhar olan Allah'a ait olduğunu ifade eden bu ayet Yusuf suresinde aynı lafızla iki defa zikir olunmuştur. İmam Şafii:
       Resulullah'ın sünelinin olduğu bir yerde onu bırakıp insanlardan herhangi birinin sözünü almanın caiz olmaması hususunda âlimlerin ittifakını zikretmiştir. (Miftahul Cenneh el-İhticacı bissünneh, Suyuti, sh. 24)
       Muhaddis, müfessir ve tarihçi İbni Kesir'e göre ilk meşakkatli dönem Allah'ın kitabının insanları yönetmekten uzaklaştırılması ile başlamıştır. Allah'ın kitabı Cengiz Han'ın Meliklerin siyaseti manasına gelen "yas veya yasık" adlı kanunu ile değiştirilmiştir. Bu hususta İbni Kesir sarih olarak şu sözünü söylemiştir:
       "Peygamberlerin sonuncusu olan Muhammed b. Abdullah'a indirilen muhkem şeriatı kim terk eder, diğer nesh edilen şeriatlarla hükmetmeye kalkarsa dinden çıkmış olur." (el-Bidaye vennihaye, 13/118-119, İbni Kesir) Hüküm için yasaya müracaat eden, onu Allah'ın kitabına takdim eden şüphesiz Müslümanların icmaı ile dinden çıkmıştır.
       Adiy b. Hatim Efendimizin yanına girdiğinde Efendimiz: "(Yahudiler) Allah'ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını) (Hıristiyanlar) da rahiplerini ve Meryem oğlu mesih'i (İsa'yı) rabler edindiler." (Tevbe, 31) ayetini okuyordu. Adiy: "Ya Resulullah, onlar (din) bilginlerine ibadet etmiyorlardı ki, dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) Adiy b. Hatim'e Yahudi ve Hıristiyanların haham ve papazlara nasıl ibadet ettiklerini beyan ederek şöyle buyurdu: "Hahamlar ve papazlar onlara bir takım şeyleri helal ve bir takımını haram kılmışlardır. Onlar da buna tabi oldular. İşte onların papaz ve hahamlara ibadeti budur." (Tirmizi, İbni Kesir Tefsiri, 2/171) buyurmuştur.
       Buna göre insanoğlunun kelamına rıza ile müracaat etmek İslam'ın zimmetini boynundan çıkarmaktır. Allah kelamının terkine rıza gösteren başka sistemleri hakim (anayasa) kabul eden veya beşer kelamını  Kur'an ve sünnetten üstün gören kimsenin imandan nasibi yoktur. Seksiz şüphesiz bu apaçık küfürdür.
       Hâkim ancak Allah (cc) ve onun kitabıdır. İnsanlar ise Kur'an ve sünnetin hükümlerini tatbik etmekten başka vazifeleri yoktur.
       
       "İnsanlar (aslında) bir tek ümmet (millet) idi. Bu durumda iken Allah müjde verici ve uyarıcı olarak peygamberleri gönderdi. İnsanlar arasında anlaşmazlığa düştükleri hususlarda hüküm vermeleri için onlarla beraber hak yolu gösteren kitapları da indirdi." (Bakara, 213)
       
       Celaleyn ve diğer tefsirlerde geldiği üzere insanlar arasındaki ihtilaflarda hükmeden Allah'ın kitabıdır. Ayetin sebebi nüzulü de bu görüşü desteklemektedir. Kim Allah'ın dini ile hükmetmezse veya Allah'ın şeriatını hakem tayin etmezse veya Allah ve Resulünün hükmüne rıza göstermezse her ne kadar namaz ve şair gibi İslam'ın şiarı olan ibadetleri yapsa da mü'min sayılmaz.
       Buhari; Urve'den, şu rivayeti yapıyor: Ensardan birisi Harre mevkiindeki hurmalıkları suladıkları su yolları ve suyu kullanma mevzuunda Zübeyr b. Avvam'ı Rasulullah'a şikâyet etti. (Bu su önce Zübeyr'in daha sonra Ensari'nin tarlasına uğruyordu. Bir keresinde Zübeyr suyu tarlasında tutup sulayacağı sırada ensari Zübeyr'e; "suyu tutma bırak da bize gelsin" demişti. Fakat Zübeyr kendi hurmalığını sulamadan suyu komşusuna vermek istememişti. Bunun üzerine her ikisi de Efendimiz'e geldiler) Efendimiz Zübeyr'e: "Ey Zübeyr tarlanı sula, sonra komşuna salıver" buyurdu.
       Ensari: "Ya Rasulullah Zübeyr halanın oğlu olduğu için mi iltimas ettin, dedi. Peygamberin yüzü değişti ve"Ey Zübeyr tarlanı sula, sonra suyu hurma ağaçlarının köklerine erişmedikçe bırakma. Su hakkını tamamıyla kullan" dedi. (Efendimiz evvela aralarında sulhe hükmetmek istemiş. Hz. Zübeyr'in sulamakla yetinip, hakkını tamamen kullanmadan suyu salıvermesini istemişti. Ensari'nin itirazı üzerine her ikisinin tam olarak haklarını beyan etti.
       Hadisin ravisi Zübeyr der ki: "Vallahi öyle zannediyorum ki,
       "Hayır; rabbine andolsun ki aralarında çıkan anlaşmazlıkta seni hakem kılmadıkça iman etmiş olmazlar." (Nisa-65) ayeti bu hadise üzerine olmuştur."
       Ensardan olan bu zat dinin bazı vecibelerini zahiren yerine getirdiği halde ayet ondan İmanı nefyetmiştir. (Yok saymıştır.)

Abdullah AZZAM
 
Namaz Vakitleri
 
Veda Hutbesi
 
VEDA HUTBESİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHIM

EY İNSANLAR!

Sözümü iyi dinleyiniz.Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğiz.


İNSANLAR!

Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur.


ASHABIM!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildiren kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlıyarak muhafaza etmiş olur.


ASHABIM!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahilliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz deAbdulmuttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.


ASHABIM!

Cahilliyet devrinde güdülen kan dâvâları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.


İNSANLAR!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyet kurmak gücünü ebedi suretle kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!


İNSANLAR!

Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzeridne hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki
hakkınız, onların, aile yuvasını, hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe döğüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, memleket göreneğine göre, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.


MÜ'MİNLER!

Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah Kitabı Kur'andır.


MÜ'MİNLER!

Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki gönül hoşluğu ile kendisine vermiş olsun...


ASHABIM!

Nefsinize zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır.


İNSANLAR!

Allah Teala her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başka bir soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.


İNSANLAR!

Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem'in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O'na en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana -Allah saygısı ölçüsünden başka- bir üstünlüğü yoktur.


İNSANLAR!

Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?

"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz." (Bunun üzerine Resûl-i Ekrem mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek şöyle buyurdu.)

Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!
Şahid ol yâ Rab!

 


Image and video hosting by TinyPic

Pagerank Günde 5000 hit http://seyfulcihad.tr.gg/ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol