PEYGAMBERIMIZ MUSLUMANLARIN SAVASMALARINA IZIN VEREN ILK AYETI ACIKLIYOR
Ibn Abbas (r.a.)'dan:Nebi (s.a.v.), Mekke'den (musrikler tarafindan cikarilip (Medine'ye hicret edi)nce, Ebu Bekr (r.a.):
"- (Musrikler, kendilerine gonderilen) Nebilerini (Mekke'den) cikardilar. Biz Allah'in kullariyiz ve yine ona donecegiz. Ama mutlaka helak olacaklar." dedi. Bunun uzerine su ayet nazil oldu: "Dusmanlarin hucumuna ugrayan mu'minlere, ugradiklari o zulumden dolayi, (mudafaa harbine) izin, verildi." Suphesiz Allah onlara yardim etmeye kadirdir.' Ebu Bekr (r.a.) diyor ki:
"- (Bu ayet nazil olunca), artik kafirlerle ileride mutlaka savas olacagini anladim."
Ibn Abbas (r.a.) diyor ki:
"- Savas hakkinda ilk nazil olan ayet budur."
Mekke doneminde savas icin musaade verilmemisti. Hatta, musriklerin cesitli eza ve cefalarina maruz kalan muslumanlar, Resulullah (s.a.v)'a muracaat ederek:
"- Ya Resulallah, nedir bu cektigimiz? izin ver de sunlari gizlice oldurelim." demisler, fakat Resulullah (s.a.v):
"- Henuz harb icin musaade verilmedi." buyurmustu. Nihayet Mekke'den Medine'ye hicretten sonra, Hacc suresinin 39. ayetiyle savasa izin verilmistir. Zaten cihada dair ayetler hep bir tertip ve intizam icinde gelmislerdir. Ilk onceleri, Cenab-i Hakka sirk kosanlardan yuz cevirmekle emrolunmustu. (Hicr-94). Sonra guzel mucadele ile emrolundu (Nahl-125). Daha sonra muharebeye izin verildi (Hac-39). Dusmanlarin hucum ve taarruzuna karsilik mukabeleye izin verildi (Bakara-191). Sonralari Haram aylar gecmek sartiyla cihad kabul edildi (Tevbe-5). Nihayette genel manada cihad farz kilindi. (Bakara-44)(Sunen-i Ibn-i Mace, C.l, H.No: 71)
RESULULLAH (S.A.S), KENDISININ HARP ETMEKLE EMREDILDIGINI BILDIRIYOR:
... Ebu Hureyre (Radiyallahu anh)'den;Soyle demistir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:
"Suphesiz, Allah'tan baska ibadete mustahak ilah olmadigina ve gercekten benim, Allah'in Resulu olduguma sahadet (dilleri ile ikrar) edip namazi dosdogru ve zekati gerektigi sekilde ifa edinceye kadar insanlar ile savasmam bana emredildi.(Sunen-i Nesd, C.6, H.No: 3072)
RESULULLAH (S.A.S.)IN CIHAD EMRI:
".... Ibn-i Abbas (Radiyallahu anhuma)'dan rivayet edildigine gore: Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) soyle buyurmustur:
"(Kafirlerle) cihada cikmaniz cihad emirince istendigi zaman cihada cikiniz."
(Sunen-i tbn-i Mace, C.7, H.No: 2773)
ALLAH'I INKAR EDENLERLE SAVASMAK:
"...Safvan bin Assai (Radiyallahu anh)'den; Soyle demistir:
Resulullah (Sallalahu Aleyhi ve Sellem) bizi bir seriyye (askeri mufreze)de savasa gonderdi ve (gonderirken) soyle buyurdu:
-Allah'in isminden yardim dileyerek ve Allah, yolunda (cihad etmek uzere) yuruyunuz. Allah'i inkar edenlerle savasiniz. Fakat dusmanin vucudundan parca kesmeyiniz, (varsa) ahdinizi bozmayiniz, ganimet malinda hiyanet etmeyiniz ve cocuklari oldurmeyiniz."(Sunen-i Ibn-i Mace, C7, H.No: 2857)
"LA ILAHE ILLALAH" DEYINCEYE KADAR MUSRIKLERLE SAVASMAK:
Ebu Hureyre (r.a)'den:Resulullah (s.a.v.) soyle buyurdu:"- La ilahe illallah" deyinceye kadar, (musrik) insanlarla savasmakla emrolundum. Kim "La ilahe illallah" derse (iman ederse), ser'i hudutlar dahilinde benden, malini ve canini muhafaza etmis olur. (Masiyetinin) hesabi Allah'a aittir."(Sunen-i Nesci. C6, H.No: 3076)
HER EMIRLE BIRLIKTE CIHAD:
Ebu Hureyre (r.a.)dan rivayet edildigine gore dedi ki: Resulullah (s.a.v), "Iyi olsun, kotu olsun, her (musluman) emirle birlikte cihad size vacibtir. iyi olsun, kotu olsun, her muslumanin arkasinda namaz kilmak vacibtir. Her ne kadar buyuk gunah islerse de, iyi olsun kotu olsun her musluman uzerine cenaze namazi kilmak vacibtir. Her ne kadar buyuk gunah islese de,"
Her ölenin ameline son verilir, ancak Allah yolunda ölen murabıt müstesna. Çünkü onun ameli kıyamet gününe kadar artırılır. Ayrıca o, kabir azabına da uğratılmaz.
Kaynak: Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 2,(1621); Ebu Davud, Cihad 16, (2500)
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Öğleden evvel veya öğleden sonra bir kerecik Allah yolunda yola çıkış, dünya ve içindeki her şeyden daha hayırlıdır."
Kaynak: Buhari, Cihad 5, 6, 73, Rikak 2, 51; Müslim, İmaret 112-115, (1880); Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 17, (1
Resulullah (sav) buyurdular ki: "(Müslüman erkeklerden) kim, Allah yolunda, ila-yı kelunetul-lah için, devenin iki sağımı arasında geçen müddet kadar savaşacak olsa cennet kendisine vacib olur."
Kaynak: Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 21, (1657); Ebu Davud, Cihad 42, (2541); Nesai, Cihad 25, (6, 26); İbnu Mac
İçinden samimi şekilde Allah yolunda cihad yapmayı temenni eden bir kimse, bilahare ölse de, öldürülse de şehid sevabı kazanır. Kim de Allah yolunda yara alsa veya Allah yolunda -düşmanın sebep olmadığı- bir musibetle bile yaralansa bu yara, kıyamet günü, en büyük hali içinde rengi zaferin renginde, kokusu da misk kokusunda olarak gelir. Kimin vücudunda, Allah yolunda iken çıkan, iltihab gibi bir yara açılacak olsa bu da onun için şehidlik mührü olur.
Kaynak: Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 21, (1657); Ebu Davud, Cihad 42, (2541); Nesai, Cihad 25, (6, 26)
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah yolunda yaralanan hiçbir yaralı yoktur ki, kıyamet günü, yarası kanıyor olarak gelmiş olmasın, bu kanın rengi kan renginde, kokusu da misk kokusundadır."
Kaynak: Buhari, Cihad 10, Zebaih 31; Müslim, İmaret 103; Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 21, (1656); Nesai, Cenaiz
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri, Allah rızası için yola çıkan kimse hakkında: "Bu kulum, benim yolumda cihad etmek üzere bana inanarak peygamberlerimi tasdik ederek yola çıkmıştır, artık onu ya cennetime koymak yahut da ücret veya ganimet elde etmiş olarak, çıkmış olduğu meskenine geri çevirmek hususunda garanti veriyorum" diyerek te'minat verir. Muhammed'in nefsini kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal'e yemin olsun ki, Allah yolunda yaralanmış hiçbir yaralı yoktur ki, kıyamet günü, yaralandığı ilk günkü manzarasıyla gelmiş olmasın: (Yarası taze) kan renginde, kokusu da misk kokusunda olarak. Muhammed'in nefsini kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal'e yemin ediyorum ki, Müslümanlar'a meşakkat vermeyecek olsam, Allah yolunda gazveye çıkan hiçbir seriyyeden asla geri kalmazdım. Ancak onları hayvana bindirecek imkan bulamıyorum. Onlar da beni takibe imkan bulamıyorlar. Benden geri kalmak da onlara zor geliyor. Muhammed'in nefsi kudret elinde olan Zat-ı Zülcelal'e kasem olsun, Allah yolunda gazaya çıkıp öldürülmeyi, sonra tekrar hayat bulup gazada tekrar öldürülmeyi, sonra tekrar gazaya çıkıp öldürülmeyi ne kadar isterim!"
Kaynak: Buhari, İman 25, Cihad 2, 119, Hums 8, Tevhid 28, 30; Müslim, İmaret 103-107, (1876), (8, 119); Muva
Resulullah (sav)'dan bir gün sordular: "Ey Allah'ın Resulü! Allah yolunda yapılan cihada hangi amel denk olur?" "(Başka bir amelle)" dedi, "ona güç getiremezsiniz!" Soruyu soranlar ikinci ve hatta üçüncü sefer tekrar sordular. Resulullah her seferinde aynı cevabı verip: "(Bir başka amelle)" ona güç getiremezsiniz!" dedi ve sonra şunu ilave etti: "Allah yolundaki mücahidin misali gündüzleri ve geceleri hiç ara vermeden oruç tutup, namaz kılan, Allah'ın ayetlerine de itaatkar olan ve Allah yolundaki mücahide cihaddan dönünceye kadar namaz ve oruçtan hiç gevşemeyen kimse gibidir."
Kaynak: Buhari, Cihad 2; Müslim, İmaret 110, (1878); Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 1, (1619); Nesai, Cihad 17, (6
Resulullah (sav)'a: "Ey Allah'ın Resulü! İnsanların en efdali kimdir?" diye soruldu. Şu cevabı verdi: "Allah yolunda malıyla canıyla cihad eden mü'min kişi!" "Sonra kim?" diye tekrar soruldu. Bu sefer: "Tenhalardan bir tenhaya Allah korkusuyla çekilip, insanları şerrinden bırakan kimsedir" diye cevap verdi.
Kaynak: Buhari, Cihad 2, Rikak 34; Müslim, İmaret 122, 123, 127, (1888); Ebu Davud, Cihad 5, (2485); Tirmizi
|
|
 |
|